top of page
Ara
Zeynep Şeker

Azı Karar Çoğu Zarar Yalnızlık

Günümüzde birçok insan için panik yaratan bir sorun haline geldi "yalnız hissetmek". Hatta öyle ki bazen gerçekten yalnız mıyız, yoksa yalnız mı hissediyoruz birbirine karışabiliyor. Sosyal izolasyonun son zamanlarda arttığını göz ardı edemeyiz. Hayatımızda sürekli koştururken, bir anlığına durduğumuzda aslında hem kendimizi hem de sevdiğimiz şeyleri ve kişileri ihmal ettiğimizi fark ederiz. Tabi teknolojinin bu konudaki etkisini de yok saymamak gerek. Birlikte vakit geçirmekten keyif aldığımız insanları görmeden ya da onların sesini duymadan sadece online yöntemlerle iletişimde kaldığımız uzun zamanlar geçiriyoruz. Tüm bunların sonucunda, toplumlar yalnızlaşan/yalnız yaşayan bireylerle ilgili sinyaller veriyor. Ancak bunların hiçbiri kişilerin yalnızlık olarak tarif ettikleri durumu açıklamaya yetmiyor. Peki nedir bu yalnızlık? Hangi durum bize bunu hissettiriyor?

Öncelikle şunu ayırt etmek gerekiyor. Türkçe'de her ne kadar yalnızlık tek bir kelimeyle ifade edilse de, iki anlama gelmektedir: Fiziksel olarak yalnız olmak ve yalnız hissetmek (Being alone and lonely). Frieda Fromm-Reichmann'a göre yalnızlık, ne medeniyette yaşanan suskunluk ve yalnızlıktır, ne de arkadaşlarınız dışarıda eğlenceli maceralar yaşarken sizin evde grip olup yalnız yatmak zorunda kalmanızdır. Fromm-Reichmann, yalnızlığı "yakınlık kurma isteği duymak" olarak tanımlamaktadır. Son zamanlarda, danışanlarımın bazılarının, özellikle bir sevgilisi ya da eşi olmadıklarında, kendilerini daha yalnız hissettiklerini gözlemliyorum. Hele hele çevrelerindeki çoğu kişi evli ve çocukluysa... Bir eşimiz ya da çocuğumuz olmadığında yalnız öleceğimiz fikri o kadar korkutucu ve trajik geliyor ki... "Ben hep böyle yalnız mı kalacağım?" sorusu çok zorlayıcı bir yaşam problemi haline geliyor. Hatta bazen bu endişe öyle boyutlarda olur ki, çok iyi bir işe sahip olmamız, yanımızdaki ailemiz ve arkadaşlarımız bile bizim yalnız hissetmemizi engelleyemiyor. Aslında bir gerçeği gözden kaçırıyoruz. Kay Trimberger'a göre medeni durum, yalnız ölüp ölmeyeceğimizin ya da sosyal ortamlarda arkadaşlıklarımızın devamının sağlanıp sağlanmayacağının belirleyicisi değildir. Ancak o kadar uzun zamandır toplumlarda olması gerekenin "biri ile olmak" olduğu mesajı bizlere verilmiş ve öğretilmiştir ki, yalnız olmak korkutucu bir deneyim haline gelmiştir. Başkalarının ne düşündüğünü o kadar önemseriz ki... Tam da bu nedenle, yalnız hissettiğimizi düşündüğümüzde, bizi korkutan ve utandıran toplumsal kuralların yerine, belki de kendi hayatımızı, inançlarımızı, değerlerimizi, duygularımızı ve ihtiyaçlarımızı bu dönemde bir daha gözden geçirmemiz gerekiyordur. Hayatımızı dolduran ve bizim için hayata anlam katan şeylerin neler olduğunu yeniden hatırlamamız gerekiyordur.

Yakınlık kurma ihtiyacının önemini ise yok sayamayız. Kişiler kendilerini güvende ve anlaşılır hissettiklerinde, kendilerine duydukları güven ve mutluluk düzeylerinin de artmakta olduğunu görebiliriz. Kişi, zamanının çoğunu yalnız geçiriyorsa, sürekli daha fazla arkadaşı olmasını diliyorsa, kendini güvenli hissetmiyorsa, görüştüğü arkadaşları ve ihtiyacı olduğunda arayabileceği kişiler yoksa kendisini yalnız hissedebilir. Bu noktada kişinin kendi yakınlık kurma ihtiyacının karşılanmadığını söyleyebiliriz. Belki de tam bu noktada ne yaşadığımızı, ne hissettiğimizi ve neye ihtiyacımız olduğunu fark etmek ve bu konu hakkında neler yapabileceğimizi düşünerek küçük adımlar atmak gerekebilir. Tanıdıklarını yemeğe çağırmak, daha önce görüştüğümüz birkaç arkadaşını aramak, yeni bir sosyal kulübe dahil olmak, dayanışma merkezlerinde ihtiyacı olan başkalarına destek olmak, kurslara gitmek gibi yeni ilişkiler kurarak sosyal ilişki ağını genişletmek ve olan ilişkileri güçlendirmek kişiye bu noktada iyi gelebilecek birkaç etkinlik olabilir.

Bunun yanı sıra, bazen yalnız olmanın keyfini de çıkartmak gerekir. Bize kötü hissettirdiği kadar gözden kaçırdığımız olumlu yanları da vardır aslında. Araştırmalar, kişilerin yalnız olduklarında daha yaratıcı olduklarını, kendileri ile ilgili daha fazla süreci keşfedebildiklerini ve kendiliklerini inşa etmekte daha işe yarayan adımlar atabildiklerini göstermektedir. Düşündüğümüzde, yalnız olduğumuzda, kendi ihtiyaç duyduğumuz ve yapmak istediğimiz şeylere odaklanabilir ve keyif aldığımız etkinlikleri gerçekleştirebiliriz. Bazen öyle anlar gelir ki, sürekli başkalarıyla olmaktan kendimizi ihmal ederiz ve nelerden keyif aldığımızı ve neleri sevdiğimizi bile unuturuz. Tam da bu noktada, yalnız geçirdiğimiz bir sürenin tadına varmak ve bunu kendi lehimize kullanmak çok işe yarayabilir. Yeni ilişkiden çıkan birçok danışanımdan "Kendi başıma yapmaktan hoşlandığım ne çok şey varmış, hep bunları yoksaymışım ve unutmuşum." cümlesini duyuyorum ya da evliliğinde, işinde bunalmış olanlardan "Artık kendim için hiçbir şey yapmıyorum." cümlesini... O nedenle yalnız hissettiğimiz bu süreci korkutucu ve trajik olarak algılamamızın dışında, tamamen içimize kapandığımız, başkalarından tamamen izole olduğumuz bir dönem olarak geçirmeden, kendimiz için kendimizi yeniden keşfettiğimiz bir fırsata dönüştürebiliriz.

Her insanın yalnız zaman geçirmeye ve sadece kendisine zaman ayırmaya ihtiyacı olduğunu unutmamak gerek. Tabii ki kendi dünyamızda yaşarken, sosyal dünyayla da tamamen irtibatımızı kesmeden! Yalnızlık bir nehirde yüzmek gibidir, nehirde yüzerken orada olmanın tadına varabilir, suyun keyfini yaşayabilirsiniz, ancak şelaleden aşağıya düşmeden kıyıya çıkmak da gerekir. Ne de olsa yalnızlığın azı karar, çoğu zarar...


Kaynaklar

Bloom, L. & Bloom, C. (2013). Breaking the Cycle of Loneliness. Psychology Today

DePaulo, B. (2011). Sweet Solitude, Part 1: Two Meanings of Alone. Psychology Today

DePaulo, B. (2011). Solitude, Part 2: The Benefits It Brings, and the Special Strengths of the People Who Enjoy It. Psychology Today

DePaulo, B. (2013). The Loneliness Panic. Psychology Today

DePaulo, B. (2013). When Isolated People Are Not Lonely and Connected People Are. Psychology Today

Dobrin, A. (2012). Can You Live Alone and Be Happy?. Psychology Today

Formica, M.J. (2009). Loneliness & Aloneness: Building the Community of the Self. Psychology Today

Son Yazılar

Hepsini Gör

Kadına Yönelik Şiddet

Kadına yönelik şiddeti tanımlamadan önce, şiddetin ne olduğunu anlatarak başlamak gerekiyor. Şiddet, hayatımızın her alanında...

Comments


Zeynep Şeker

Klinik Psikolog, MSc

bottom of page